Epicurus ve Hazzın Dorukları

Ratip Uysal
9 min readApr 3, 2022

Yine de Mutlu — Part 3

Bu post Yine de Mutlu adlı kitabımın 3. bölümünü içeriyor. Eğer kitabı satın almak isterseniz Instagram üzerinden bana ulaşabilirsiniz.

Felsefe tarihçileri genelde mutluluğun doğasını ilk sorgulayan kişinin Demokritos olduğunda hemfikirdir. Kendisinin milattan önce yaklaşık olarak 460–370 yılları arasında yaşadığına inanılır. Mutluluk arayışımızın en az 2500 senelik kökü olduğunu bilmek biraz rahatlatıcı. Ne de olsa insan yalnız olmadığını hissederek avunmayı seviyor. Demokritos tam da bir filozofa yakışır yorum yapıyor ve diyor ki mutluluğumuz dış olaylara veya iyi şansa bağlı değildir, kendi ruh halimize bağlıdır. Ruhumuzun bir ürünüdür.

Gelelim en sevdiğim tarih figürüne: Epicurus. Ya da bizim bildiğimiz şekli ile Epikür. Kendisi milattan önce 341–270 yılları arasında yaşayan atomcu bir Yunan filozof. Demokritos’tan etkileniyor ama onun fikirlerini de bir adım öne taşıyor. Onun hakkında bildiğimiz pek çok şeyi Diyojen’in yazıtlarına ve Lucretius’un meşhur kitabı Evrenin Yapısı’na borçluyuz. Kendisinin çok fazla eser ürettiği ancak çoğunun günümüze kadar korunamadığı söylenir. Bize ondan tek kalan Menoikeus’a yazdığı mektuplar.

“Pythokles’i zengin etmek istiyorsanız, onun birikimine birikim eklemeyin, arzularından çıkarın.” — Epikür

Epikür’e göre hayatın anlamı sürdürülebilir mutluluğu bulabilmekte. En yüce iyi dediğimiz şey mutluluğun ta kendisi. Peşinden koştuğumuz diğer her şey, para, ün, iyi bir aile, sağlık, adillik, erdemlilik, bilgelik sadece daha mutlu olmaya çalışmaktan geliyor. Mutluluk başka bir şey uğruna yapmadığımız tek şey. Burası çok önemli, mutluluk istiyoruz çünkü mutluluk istiyoruz. Başka bir nedeni yok. Aristo gibi Epikür de mutluluğun en yüce iyi olduğuna ve diğer tüm aksiyonların son durağı olduğuna inanıyor.

Demokritos’un atomculuğunu sürdürerek Epikür de evrendeki her şeyin atomlardan oluştuğunu söyler hatta ruhumuzun bile. Öldüğümüz zaman ruhun da yok olduğunu düşünür, bedenden ayrı bir ruha inanmaz.

Epikür bir yaşamdan sonra hayata ve ‘Cennet ile Cehennem’ ikilisine inanmıyor. Her şeyin atomlardan oluştuğuna inandığını söylediği teorisi o zamanlara göre inanılmaz bir ileri görüşlülük. Materyalist olmasından dolayı insanların ve diğer tüm varlıkların da yapıtaşlarının parçalanamaz atomlardan oluştuğunu söylüyor demiştik zaten ve bir adım daha ileri gidiyor: Tanrılar da atomlardan oluşmuştur.

Kendi fikirlerine sadık kalarak felsefesini de yaşayabilmek adına küçük bir komün kurar Atina’nın dağlarında. Bu komün için küçük bir yer ayarlamıştır “Bahçe” adını verdikleri. Bu bahçede küçük ama birbirleriyle yakın olan bir grup, az ama öz yiyerek, saatlerce konuşup felsefelerini tartışarak toplumdan ve siyasetten uzak yaşamışlardır. Bu bahçenin girişinde ise “Yabancı, burada kalsan iyi edersin; burada en yüksek iyiliğimiz zevktir. Burada meskenin bekçisi, sevecen bir ev sahibi, sizin için hazır olacak; sizi ekmekle karşılayacak ve bol bol su ikram edecek ve şunları diyecek: İyi eğlenmedin mi? Bu bahçe iştahınızı açmaz ama onu söndürür.”

Epikürcülük dediğimiz felsefi akımın 4 temel dayanağı var, buna Tetrapharmakos ya da 4 parçalı çare de diyebiliriz.

❖ Tanrı’dan korkmak anlamsızdır, çünkü Tanrı yoktur. Varsa da biz insanların ne yaptığı ile ilgilenmeyecek kadar yücedir. (Ἄφοβον ὁ θεός)

❖ Ölümden korkmayın, biz varken ölüm yok ölüm varken biz yokuz. (ἀνύποπτον ὁ θάνατος)

❖ İyiyi istiyorsan elde etmesi kolaydır. (καὶ τἀγαθὸν μὲν εὔκτητον)

❖ Zor olana katlanmak kolaydır. (τὸ δὲ δεινὸν εὐεκκαρτέρητον)

“Biz varken ölüm yoktur. Ölüm varken biz yokuz. Onunla hiç karşılaşmayacağız.” — Epikür

Üstteki 4 kuralı birkaç kez daha okumakta fayda var, Sartre gibi Epükür’de felsefesini küçük bir tanıma sığdırmayı başarabilmiş.

Ona göre Tanrı’dan korkmak anlamsızdır çünkü Tanrı yoktur. En azından insanların hayal ettiği ve günümüze hakim olan büyük dinlerin tasvir ettiği bir Tanrı’nın olduğuna inanmaz. Yaşadığı dönemde din, toplum hayatına müthiş bir şekilde eklemlenmiş olduğundan baskıcı rejimlere karşı söylemlerini yumuşattığı iddia edilse de, İskoçyalı filozof David Hume tarafından aşağıdaki alıntısı aslında mantık yürütmesini özetler. Ateistler için rahatlatıcı bir önerme:

“Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da buna muktedir değil mi? O zaman her şeye kadir değildir. Yapabiliyor ama istekli değil mi? O zaman kötü niyetlidir. Hem yetenekli hem istekli mi? O zaman kötülük nereden geliyor? Ne gücü var ne de istekli mi? O zaman neden ona Tanrı diyorsun?” — Epikür

Epikür ölüm korkusu üzerine çok gider çünkü ona göre ölüm korkusu ölümün kendisinden çok sonrasında ne olacağını bilememek ile alakalıdır. Ama bu gereksiz bir korkudur çünkü ölüm bir yok olmadır. Ruh ve vücut tam anlamıyla yok olur ve ortada biz diye bir şey kalmaz.

Temel ihtiyaçlarımız yemek ve yuva, su ve kıyafet kolay ulaşılabilir. Bunlara sahip olmak aslında mutlu hissetmek ve stresten ve acıdan uzak yaşam (ataraxia) için yeterli. Epikür’ün mutlu bir yaşam için ön koşul olarak gördüğü 2 basamak var. Birincisi ataraxia yani huzurlu ve korkusuz olmak veya ruhun mutlak huzuru, ikincisi ise aponia yani acıdan uzak olmak. Epikür’ün hazcılığı ya da keyifciliği acının yokluğundan ve ruhta derdin olmamasından gelir.

Epikür, hazlara farklı bir açıdan bakarak onları kinetik ve statik olarak da ikiye böler. Eğer bir arzunuzu bastırmak için aksiyon alıyor ve haz duyuyorsanız bu kinetik zevke girer. Susadığınızda su içtikten sonra aldığınız haz gibi. Statik ise Epikür’ün felsefe temelidir, yani acının ve stresin yokluğu, aponia ve ataraxia. Aponia ve ataraxia aslında insanın normal durumudur der Epikür, kendimize iyi gelmeyecek ve acıyı beraberinde getirecek hazlar peşinde koşmadığımız sürece mutluyuz. Ün, para ve lüks peşinde koşmak bizi doğal durumumuzun dışına iter.

“Zevk derken bedende acının ve ruhta sıkıntının olmamasını kastediyoruz”. — Epikür

Gelelim mutluluğumuzun önündeki ölüm korkumuzdan sonraki en büyük ikinci engele. Epikür’e göre mutluluğumuzun önündeki en büyük engel endişe duygumuz. Eğer daha iyisi, daha fazlası veya daha güzeli için endişe etmeye devam edersek mutlu olamayacağımızı düşünür. Burnunuzdan memnun değil misiniz? Evinizin yerine daha büyük balkonlu bir ev mi istiyorsunuz? Keşke Iphone 12 cebinizde mi bulunsa? Daha iyisini isterken sürekli bir endişe halindesiniz, bu sizin hayatınızın anlamından alıp götürüyor. Epikür diyor ki mutluluk aslında doğal durumumuz olabilirdi, ama kendimize olmadık hevesler edindik. Olmadık hevesler ve geleceğimizle alakalı herhangi bir korku veya endişe her zaman zevke, sakinliğe ve mutluluğumuza giden yollarda bize engel oluyor. Epikür nihilistlerin anlamsızlık duruşuna karşı neden endişeleneyim ki diyor? Bir sonraki hayat yok, cezalandıracak ve beni takip edecen Tanrı yok, hayatın belirlenmiş bir anlamı da yok. O halde endişelenmek için bir sebep de yok.

Mutluluğumuz sahip olduğumuz malın miktarında değil, veya ünvanlarımızda da değil, sahip olduğumuz güçte ise hiç değil. Mutluluğumuz tamamıyla acısızlığımızda, eğer herhangi bir şey sizin üzerinizde acıya neden olmuyorsa işte o zaman mutluyuz. Aslında ilerleyen bölümlerde göreceğimiz Stoacılardan çok da farklı şeyler söylemiyor Epikür. Sadece Stoacılar mutluluğa ulaşmak için acıya dayanma ve duyguları bastırmayı öğütlerken (apátheia), Epikür zararlı ve rahatsızlık verici her şeyden uzak durmamızı ve acıyı minimize etmemizi öğütlüyor (ataraxía). Ataraxia aynı zamanda Epikür’ün çokça üzerinde durduğu tranquility (huzur) ile de bağdaşıyor. Evinizde loş bir ışıkta kahvenizle yalnız, yağmur sesleri dışardan gelirken battaniye altında kitap okumayı ve ya müzik dinlemeyi düşünün. Müthiş bir mutluluk hissi değil mi? Çünkü acıdan uzaksınız. Zevk ve aşırılık peşinde koşmuyorsunuz. Ama yüksek huzurunuz var. Bu huzurdan da size mutluluk doğuyor.

Epikür’ün bir diğer ilginç önerisi ise politika ve toplumdan eli ayağı çekmek. Bunlar insan üzerinde nefret, kıskançlık, anksiyete ve bir sürü farklı problemlere yol açma ihtimali olan şeyler. Epikür buna çözüm olarak gözden uzak yakın arkadaşları ile bir bahçede yaşamayı bulmuş. Modern dönemde çok uygulayabileceğimiz bir çözüm olmasa da yine de kendimizi politika haberleri, televizyon ve sosyal medya gibi modern köleliklerden uzak tutup küçük bir sanal bahçe yaratabiliriz. Unutmayın zamanımız kısa, değiştiremeyeceğiniz şeyler üzerinde vakit kaybedemeyecek kadar kısa. Yine unutmayın, kimse size güller bahçesi vadetmedi.

“Gelecek günden en az şey bekleyen onu en büyük sevinçle karşılar.” — Epikür

Peki ne tür zevkler daha anlamlı? Epikür’e göre bunun cevabı zihinsel. Zihinsel zevkler ömrümüzün her anında sizin üzerinizde etkiye sahip. Ancak fiziksel zevkleriniz bölüm bölüm ve akıp gidiyor, ardından bakakalıyoruz. Zevklerin peşinden koşup durduğumuz hedonik döngüdeyiz ve diğerlerinden daha mutlu, daha zengin, daha güzel ve daha çok keyif duyarak yaşamadığımızı düşünerek hayatımıza bolca anksiyete katıyoruz.

“Sahip olmadığınızı arzulayarak sahip olduklarınızı mahvetmeyin; Unutmayın, şimdi sahip olduğunuz şey, bir zamanlar sadece umduğunuz şeyler arasındaydı.” — Epikür

Peşinden koşmamız gereken zevkler bize acı ile birlikte gelmemeli. Arzu ettiğimiz şeye ulaştığımız zaman duyduğumuz zevki maksimize edecek ve peşinden gelecek acıyı minimize edecek adımları atmalıyız. İlk işimiz her maceramızda alacağımız keyfin yanında gelecek acıyı hesaplamak.

Epikür’e göre 3 farklı arzumuz var. İlk küme doğal ve gerekli arzular. Bunlar giyinme, yeme, içme, barınma gibi Maslow piramidinin de temelini oluşturan arzular. 2. küme ise doğal ama gerekli olmayan arzular. Bunlara örnek ise cinsellik, kaliteli yemekler, güzel elbiseler, rahat ayakkabılar ve geniş evler. Son olarak ise hem doğal olmayan hem de gerekli olmayan arzular. Güç, ün, para, lüks ve benzeri. Epikür der ki birincinin peşinden koşun ve 1. kümeye ait tüm arzularınız tatmin oluyorsa bunun tadını çıkarmayı çok iyi bilin. 2. kümenin de peşinden koşabilirsiniz, ama burada aşırıya kaçmak sizde boşuna anksiyeteye sebep olacak. Basit bir ekmek ve su diyeti, kuş sütü eksik olmayan masadan daha iyidir. Çünkü size ekstra bir yük yüklemez, yani sizi acıdan uzak tutar. Farklı bir örnek olarak, sigara içmek size keyif veriyor o zaman yapmalı mıyız? Hayır. Birincisi sigara satın alabilmek için zamanımızı şirketlere ve işlerimize satıyoruz yani acı çekiyoruz. İkincisi gelecekte sağlımıza sigaranın etkisinin yıkıcı olduğundan az çok eminiz. Kısa dönem arzularımızı tatmin ederek sağlayacağımız keyifler öncesi peşinden gelecek acıları çok iyi ölçmeli ve tartmalıyız. 3. kümeden ise olabildiğince uzak durun. Bu küme insanın ve toplumun yarattığı doğal ve gerekli olmayan arzular topluluğudur. Peşinden koşmak yalnızca acıya sebep olur. Hangi zevklerin peşinden koşmamız gerektiği ile ilgili yaptığı tarifi kendisinden dinleyelim:

“Epikürcü her zevke el atmaz, hele bayağı ve aşağılık olanlarına asla! Epikür kesin olarak der ki: Ziyafetler ve içki alemlerinden, ya da rastgele sevgi zevklerinden, aramaya değer hakiki zevki elde edemeyiz. Zenginlik, şan ve nüfuza da hiçbir değer vermemek lazımdır. Süregiden keskin mücadeleleri, insanı yıpratan huzursuzlukları ve önceden kestirilemeyen raslantılarıyla politikaya da epikürcü ancak çok büyük bir zorunluluk karşısında karışır.Böyle sadece hiçten ibaret bir hayalin bize değerli gibi gösterdiği sahte zevklere ve yalancı servetlere ihtiyacımız yoktur; çünkü tabiatımız basit nimetlerle de yetinir. Servet ve makam için sonsuz tasalar içinde yaşamaktansa mütevazı ihtiyaçlar içindeki o sakin mutluluğu kendimiz yaratmalıyız. Bu da suçsuz bir vicdandan, düşüncede ve işte haktan ayrılmamaktan doğar. Biz zevkleri özenerek seçmeliyiz, onların değerlerini birbirinden ayırt etmesini bilmeliyiz ve onlar içinden kişiliğimizin özelliğine en uygunları ve en yarayanları arayıp bulmalıyız. Eğer acıların arkasında o nisbette büyük ve değerli zevkler bekleniyorsa bazan o acılara da cesaretle dayanmalıyız.” — Epikür

Gelelim Epikür’e göre hayattaki en önemli edinime. Kendisi arkadaşlık, dert paylaşma, bir şeyler öğrenme ve öğretmeyi çok değerli bulur. Ona göre bu hayatta mutluluğa giden en sağlam yollardan biri arkadaş edinmektir. Arkadaşlarımıza onlarla yardımlaşmaktan ziyade, onlarla paylaşmaktan ve onlara duyduğumuz güven duygusu için muhtacız. Bu görüşünü de aşağıdaki 2 cümle ile özetler:

“Tüm yaşam boyunca mutluluğa ulaşmanın tüm yolları arasında açık ara en önemlisi arkadaş edinmektir.”

ve

“Biz dostlarımzın yardımlarından ziyade, onlardan her zaman yardım isteyebileceğimiz güvencine muhtacız.” ―Epikür

Modern bilim bu konuda Epikür’e çok fazla destek çıkan bir araştırmaya sahip. Yapılan araştırmalara göre arkadaşlık bağları kuvvetli olan insanlar yüzde 50 oranında daha az erken ölmeye meyilli. Her ne kadar ortalama 7–9 yakın arkadaşımız olabilse de Robin Dunbar’a göre bu sayı 150 kişi ile arkadaş olmaya kadar gidebilir. Bu tabi son zamanlarda tekrar teste tabi tutulan bir sayı 9 . Yine de 7–9 daha mantıklı görünüyor. İngiltere yapılan bir araştırma yaklaşık 10 arkadaşınızla düzenli iletişimde olmanızın mutluluğunuzu çok fazla artırabileceğini gösteriyor. Mutluluğun bulaşıcı olduğuna inanıldığı için mutlu arkadaşlara sahip olan insanların daha mutlu olduğu söyleniyor. Bir arkadaşınızla ortak kalkıştığınız iş araştırmalara göre o işi çok daha kolay olarak görmenize sebep oluyor. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu’nun yaptığı araştırmaya göre arkadaş çevreniz mutluluğunuz üzerinde gelirinizin yüzde 50 artması kadar etkili olabilir. Bunlar sadece aşağıda detayını iliştirdiğim makaleden not ettiklerim. Epikür bize 2500 yıl öncesinden mutluluğun en önemli yapı taşını da iletmiş görünüyor. Peki tüm bu anlatılanlardan aklımızda kalması gereken, Epikür’e göre bize mutlu edecek olan hayatın yapı taşları nedir?

● Bilgi ve merak

● Ataraxia: huzur ve korkunun hapishanesinden kurtulmuş olma

● Aponia: Acının yokluğu, acı yaratacak her durumdan ve aksiyondan kaçınma

● Geçici fiziksel arzular yerine aklın arzularına öncelik verme

● Arkadaşlık

● Yakın topluluk

● Yapılan her işte tutumluluk, aşırıya kaçmama

● Felsefe sevdası

● Özgürlük ve kendine yeterlilik

● Ölçülü yaşamak

● Az eşya, öz deneyim

● Toplumdan, siyasetten ve polemikten uzak bir yaşam

Güzel bir tarif gibi duruyor, üzerinde iyice düşünmeli. Ne dersiniz? 1

Kaynaklar:

Gross, J. (2021, May 11). Dunbar’s Number Debunked: You Can Have More Than 150 Friends. The New York Times. https://www.nytimes.com/2021/05/11/science/dunbars-number-debunked.html

Science-based reasons why friends make us happier. Mindvalley Blog. (2018, January 17). https://blog.mindvalley.com/why-friends-make-us-happier/

--

--

Ratip Uysal

Industrial engineer by education. Business Analyst by profession. Interested in self development ideas. Loves to read & share. Coffee is #1.